Doğanın kuralları var. Kimi acımasız bulur. Hayvanların yaşamlarını sürdürmek için diğer hayvanlarla beslenmelerini “vahşilik” olarak niteleyenlere de rastlıyoruz. Ancak biliyoruz ki, doymak için saldırıyorlar ( av) ve doyduktan sonra zevk için öldürmüyorlar!
Konuşmalar arasında “en vahşi olan insanlardır” belirlemesi de yapılabiliyor. Hayvanların “vahşiliği” ile karşılaştırdığımızda doğru olduğunu kabul etmek hiç de zor değil.
İnsanların yaşamını gözlemlediğimizde, mezara götüremeyeceklerini bildikleri halde başkalarına zarar vererek sürekli kazanma hırsıyla hareket edenleri de görüyoruz.
İlimizde de çeşitli özel, kamu çalışmaları var. Kamu yararının (halkın çıkarı) olup olmadığını araştırdığımızda olmadığını anlayabiliyoruz. Özellikle eko sisteme zarar verilmemesine özen gösterilmeli. Yani “””halk yaşam derdinde başkaları para derdinde”.
Birkaçını inceleyelim:
Fatsa’daki altın madeninin şirkete yararı var. Ancak Fatsalılara bir yararı olmadığı gibi zararı çok fazla. Yaşamın sürekliliği için eko sistemin korunması önemli. Eko sisteme verilen zararın geri dönüşü yok. Ormanlar, tarım arazileri yok ediliyor. Altın madeni şirketi alanını genişletmek istiyor. ÇED süreci başladı, onay çıkmadı. Ancak onay çıkmış gibi Orman İşletme ağaçları işaretleyerek kesime hazır hale getirdi. Ne oluyor? Yangından mal mı kaçırılıyor? Halk, daha fazla zarar görmemek için çırpınırken kimileri para kazanma hırsıyla yanıp tutuşuyor.
Ulubey Eymür Mahallesi’nde Altınordu Belediyesi Bazalt Ocağı açmak istiyor. Hem de 63 yıl sürecek bir ocak. Günümüz gereği taş ocakları açılacak mutlaka. Yeri iyi belirlenerek ve gereksinime göre planlanma zorunluluğu var. Zararları iyi hesaplanmalı. İşletme, mahallelilerin kullandığı su kaynaklarının üzerinde yapılmak isteniyor. Halk tepkili. Su kaynaklarını yok edecek ve 63 yıl sürecek bir bazalt ocağının anlamı, köylülere “burayı terk edin” demektir. Kamu hizmeti adı altında halkın yaşam alanlarını yok etme projesine de nasıl niteleyebiliriz?
“Kamu yararı” adıyla yol yapılıyor ama tarım arazilerinin yok olması önemsenmiyor. Başkalarının çıkarına halkın arazileri yok edilebiliyor. Kabadüz yolu için Sağırlı’da tünel ve viyadük projesi var. Yol, Melet Irmağı’nın karşı tarafından yapılsa tarım arazileri yok olmuyor. Neden ucuz ve kolay yol tercih edilmiyor? Halk rahatsız, keyifli olanlar kimler?
Şehir içinde, denizde, kıyılarda; orada burada halk için olmayan, kişi yararına nokta atışlar var.
Sanırım bu olanlara doğanın kuralları diyen olamaz. Doğanın kurallarını, “özel çıkar sistemi” gereği özel çıkarlarını öne çıkaran insanlar altüst ediyor.