DÜNDEN DEVAM
“Trabzon Vilâyeti Ordu Kazası Güvercinlik Karyesi 1/1 mesken” numarası ile kayıtlı bulunduğu nüfus kayıt defterinde: “Sanat ve sıfat ve hizmet ve intihab-ı salahiyeti” hanesinde “eşraftan” olduğu (Eşraf: “ bir yerin zenginleri, sözü geçenleri, ileri gelenleri” olarak tanımlanmıştır; TDK, 2005 s.658-659) , orta boylu elâ gözlü ve sol bacağının özürlü olduğu bilgisi mevcuttur.
Eğitimi: Mekteb-i Mülkiye mezunudur. Şahsi evraklarından elde edilen bilgi doğrultusunda zaman zaman Mektebi Mülkiye mezunları İttihat ve Teavün (Birlik ve Yardımlaşma) cemiyeti toplantılarına iştirak ettiği görülmektedir
Evliliği: Bir evliliği olmuştur. Şıhmanzade Ahmet Bey’in kızı Ayşe Hanım’la ( ? / 1918) olan bu evliliğinden iki erkek ve bir kız çocuğu dünyaya gelmiştir. Ağabeyi Mehmet Emin Bey de kardeşi ile aynı aileden; Şıhmanzade Ahmet Bey’in diğer kızı Bal Hanım’la evlenmiştir. Kız kardeşi Ziyneti’nin, Cumhuriyetin ilanından sonra Ordu’nun II. Belediye Reisi olacak olan Kalfazade Rıfat Bey’le evlendiği ve bu evlilikten çocuklarının olmadığı da bilinen bir durumdur. Ziyneti Hanım (Kalfaoğlu) 1956 yılında İstanbul’da vefat etmiştir. Edirnekapı Sakızağacı şehitliğinde metfundur.
Eşinin vefatı: Eşi Ayşe Hanım 1918 yılı sonbaharında da Bolaman’da vefat etmiştir. Arşivinde bulunan belge ve mektupların içeriğinden anlaşıldığı üzere eşinin ölümü üzerine; Bolaman Yenipazar mevkiinde bulunan çiftlik evinde bir müddet izole hayat kurmuştur. Bir başka acı ve kaygılar… Eşinin vefatının ardından amcası Hazinedar Ali Bey’i de kaybeden Mahmut Mazhar Bey, bu durumdan oldukça etkilenmiş, kendisini çocuklarına rağmen yapayalnız hissetmiştir. Şahsi arşivinde bulunan bir mektup nüshasından (Mahmut Bey tüm mektuplarını iki nüsha yamış ve bir nüshasını kendisi saklamıştır) o günlerde yaşadıklarına açıkça şahit olmaktayız. Diğer taraftan şartlar ne olursa olsun Mazhar Bey’in, çocukları Beşir Fuat ve Şerefnur’a dair tahsil endişesini taşıdığını görmekteyiz. Ruh halini yansıtmasının yanı sıra Ordu’nun asayiş yönünü de anlattığı mektubundan alıntı yaptığımız bir kısım aşağıdadır:
“Maruz-ı âcizleridir, 29 Temmuz 1919 tarihli mektub-ı âlîleri 23 Ağustos’ta elime ulaştı. Bendeniz Temmuz ortalarında Ordu’ya giderek bir aydan ziyade çocuklarımın yanında kaldım. On gün evvel döndüm. Buradaki işlerimizin halledilmesiyle uğraşıyorum. Yapayalnız acı içinde hayat geçiriyorum. Yengem hanım hala tehlikeli hastalığın bunaltan acıları altında inliyor. Tedavi için Ordu’ya gönderildi birkaç defa suyu aldırıldı vakti geçtiğinden o hayat tüketen dertten kurtulmak imkânı kalmadığını doktorlar söylüyorlar.
Cenab-ı hak şifalar ihsan buyursun. Adliye Nâzırı olan Mustafa Efendi, Şûrâ-yı Devlet Tanzimat Dairesi azalığına tayin olunan Halil Mustafa Efendi midir? Ali Bey merhumun katilleri ve yardımcı olanlar haklarında takibat icrası için adliye nezaretine müracaat buyurulması münasiptir. Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi hazretlerine dilekçe/yazı takdim ettim.
Vasıta-i aliyeleriyle selam ve iltifatlarına nâiliyetimden dolayı şükranlarımı sundum. Ordu kasabasının yedi sekiz seneden beri Belediye Reisi Furtunzade Yusuf Efendi’dir. Eskisi Felekzade Süleyman Efendi’dir. Mebus olmağı katiyen arzu etmiyorum sebebi vatanımızın ân tarihini yaşadığı ve gayet tehlikeli bir vaziyette bulunduğu bir zamanda mebusluk gibi ağır bir yükü üzerime almak için ehliyet ve iktidara mâlik olmadığım ve sıhhatim yerinde olmamasıdır.
Haddimi bilirim tecavüz etmek istemem. Asayiş ve emniyet bizim tarafımızda da yok. Meydanda belli başlı eşkıya yok fakat fena kişiler o kadar çoğaldı ki yapılan fenalıklar kimler tarafından yapıldığı anlaşılamıyor anlaşılsa bile hakkıyla tahkikat ve takibat yapılarak meydana çıkarıldıkları yok bundan cesaret alarak hane basmak, yol kesmek, kadın kaldırmak, ırza tecavüz etmek, köylerde şuna buna para tevzî’ ederek [dağıtarak] almak ve insan öldürme gibi suçlar günden güne artmaktadır. İnzibat ve temin-i asayişe memur olanlarda ciddi faaliyet görülmüyor. Görülmedikçe asayişi bozan olaylar eksilmiyor. Rüşvetin önüne geçilemedi. Bu halde gider ise geçileceği de yok.
Evet, her zamandan ziyade devletimizi, vatanımızı huzura ulaştıracak güçlü etken asayiş iken cehalet ve menfaat ile bu cihet değiştirilemiyor. Mamafih bununla beraber bu konuda gerekli nasihatler ve tedbirlerden geri kalınmıyor. Fakat tesiri görülmüyor. Hala yeniden tayin olunan memurlarda ehliyet ve tecrübe ahlak aranmıyor bunun da asayişsizliğe dahli var. Evet buyrulduğu gibi düşman kavî tâli’ zebûn buna karşı dost bî-pervâ dert çok hem-derd yok. Sulhun gecikmesi inşallah ashâb-ı vukûfun [işin uzmanlarının] kanaati gibi hakkımızda hayırlı olarak tecelli eder. İhtimal ki ziyade yaşamam. Cenab-ı hak size ömürler ihsan etsin. Oğlumun ve kızımın ciddi talim ve terbiyesini şimdiden size havale ediyorum. Mahmud Mazhar”
Kızı Şerefnur Hanım ve oğlu Beşir Fuat Bey, annelerinin ölümünün ardından halaları Ziyneti Hanım’ın yanında, Ordu’da kalmışlardır. Şerefnur Hanım annesini hiç hatırlamadığı kalan hayatında halası Ziyneti Hanım tarafından büyütülmüştür. O buhranlı günlerinde Mazhar Bey kimi zaman Bolaman’daki (Kale’de) aile selamlığında yada Yenipazar mevkiindeki çiftlik evinde yaşamını sürdürmüştür. Kalfazade Rıfat Bey kayınbiraderi Mahmut Mazhar’a gönderdiği mektuplarda çocuklar hakkında bilgi paylaşmayı ihmal etmemiştir;
(Ör:1)
Huzûr-ı âlîlerine arizamdır. İzzetlü efendim hazretleri; “…Çocuklar gözlerinizden ellerinizden öperler cümlemiz sıhhatteyiz zât-ı âlînizi düşünmekten başka bir kederimiz yoktur inşallah yakında teşrif buyurursunuz da biz de memnun kalırız. Bâkî irade efendimindir. 9 Teşrinisani 1335 [9 Kasım 1919] Ahmed Rıfat”
Fotoğraf: Kalfazade Rıfat Bey; Hazinedar Ziyneti Hanım’ın eşi.
(Ör:2)
Huzur-ı âlîlerine arizamdır. İzzetlü efendim hazretleri; “…Son mektuplarıma cevap alamadım inşallah sıhhat ve afiyet üzeresiniz burada cümlemiz sıhhatteyiz. Bendeniz sekiz gün sonra gelecek olan (…) vapuruyla mal almak üzere Dersaadet’e gideceğim Beşir Bey de benimle gitmek istiyor zât-ı âlîniz yakında bu tarafa teşrif buyurursanız pek ziyade memnun olurum bugün burada iç [ fındık] 48-49 fasulye 14-14.5 guruştur. Evvelki mektupta arz eylediğim üzere zât-ı âlînizin fındıklarının bedelini almış olduğum iç fındıkları 47,5 guruştan sattım henüz teslim edemedim. Beşir Bey, Şeref Hanım ellerinizi öper bâkî irade efendimindir. 6 Kanunievvel 1335 [6 Aralık 1919] Ahmed Rıfat”
(Ör:3)
Huzûr-ı âlîlerine arizamdır. İzzetlü efendim hazretlerine; “22 Teşrinisani 1335 [22 Kasım 1919] mektub-ı âlîlerini bugün aldım… Vusulünün emr u işarı bankaya olan borç vaktinde ödenmiştir burada cümlemiz sıhhatteyiz zât-ı âlînizin de sıhhat ve afiyet üzere olmasını cenab-ı haktan gece gündüz talep ve dua etmekteyiz. Beşir Bey pek güzel okumağa gayret ediyor bu sene devamı çok inşallah büyük adam olacaktır Şeref de mektebe devam etmektedir. Bâkî irade efendimindir.
25 Teşrinisani 1335 [25 Kasım 1919] Kalfazade Ahmed Rıfat.”
Bu dönemde yakın çevresinden kendisine gelen mektup ve telgraflardan bir kısmı aşağıda paylaşılmıştır:
“Efendim Hazretleri; Refika-i muhteremelerinin [hanımınızın] birkaç mâh mukaddem [ay önce] irtihâl-i dâr-ı bekâ [vefat] ettiğini bil-münasebe bugün işittim. Zât-ı âlînizi birader ittihâz etmiş [saymış] ve öyle sevmiş hürmet etmiş olduğuma vicdan-ı âlîleri şahittir. Ma’a-aile [ailece] vatanımıza naklettikçe adeta nevâkıs [noksanlar] deryasına düştüm şaşırdım. Mehâmmı [önemli işleri] terk ile temin-i hayata müteallik olan nevâkısı tedarik ile uğraştığım sırada kederinizi haber alamamış ve lâzime-i tesliyeti [teselli vermenin gereğini] ifa edememişim. Bundan dolayı evvel emirde afvımı rica ederim Cenab-ı Hak zât-ı âlîlerine evlat ve akâribinize [akrabalarınıza] ömr-i tavîl [uzun ömür] ve sabr-ı cemil ihsan buyursun. Bâkî emr u irade efendim hazretlerinindir.
13 Şubat 1335 (13 Şubat 1919) Trabzon’dan Eyyûbzade İzzet.”
. . . . . . . . . .
“Trabzon eşrâf-ı zevi’l-ihtirâmından [hürmetli eşrafından] Eyübzâde saadetlü İzzet Bey Efendi hazretlerine; İki masum çocuğumun validelerinin gaybûbetinden [vefatından] mütehassıl âlâmıma [meydana gelen üzüntülerime] iştirak buyrulduğunu ve taziyeyi hâvî keremnâmelerini [baş sağlığını içeren mektubunuzu] almağla mübâhî oldum [iftihar ettim]. Bu suretle kalb-i müstemendânemi tefrîh [dertli gönlümü ferahlatma], âcizlerini tesliyeye [beni teselli etmeye] lütuf ve inayetlerinden dolayı arz-ı şükraniyet eylerim [şükranlarımı sunarım]. Cenab-ı hak bu gibi acılardan efendimizi muhafaza buyursun. İstilâ-yı meş’ûmun [uğursuz istilanın/hastalığın] açtığı zararların, tahribatın, husule getirdiği nevâkısın [meydana getirdiği eksikliklerin] telafisi vâkıâ [gerçekten] kolay değilse de akl-ı fetânet-i aliyyelerinin delaleti [yüce kıvrak zekânızın aracılığıyla] azim ve seciye-i metînâneleriyle [güçlü karakterinizle] bu yüzden duçar oldukları zararları yakın zaman içinde eskisine nisbetle gıbta-bahş [imrenilen] bir halde nevâkısı ikmâl edeceklerine [eksiklikleri tamamlayacağınıza] mutekıd olduğum [inandığım] için size mûris-i elem olmayacağından [üzüntü vermeyeceğinden] eminim. İşin başı sağlıkta, sıhhatte. Hümâ-yı sıhhatin sâye-i şehbâli [sıhhat hümasının/kuşunun kanadının gölgesi] altında atvel [en uzun] ömre nâiliyetlerini eltâf-ı ilâhiyeden [Allah’ın lütuflarından] temenni eylerim. Ol bâbda emr u irade efendimindir [bu konuda son söz size aittir].
5 Mart 1335 [5 Mart 1919] Mahmut Mazhar”
DEVAMI YARIN
Yorum yazarak Ordu Hayat Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Ordu Hayat hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Ordu Hayat editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Ordu Hayat değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Ordu Hayat Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Ordu Hayat hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Ordu Hayat editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Ordu Hayat değil haberi geçen ajanstır.