Faşizm Propagandası

Faşizmin önemsediği en önemli propaganda şekli, büyük yalan tekniği ve çamur at izi kalsın yöntemidir. Yeterince büyük bir yalan söyler ve onu tekrar etmeye devam ederseniz insanlar sonunda ona inanmaya başlayacaklardır. Bu sözler Hitlerin propaganda bakanı Joseph Goebbels’e aittir.

Genel strateji de şöyledir; Gündemi belirleme, korkuyu kullanma, ön yargıyı yıkma, yargıyı kullanma, basını şamar oğlanına çevirmektir. Faşizmin hiç değişmeyen temel kuralıdır.

Halkı her zaman ateşleyin asla soğumasına ve düşünmesine izin vermeyin. İnsanların beyin tembelliğini gördükçe her istediğimizi yapmak mümkündür. Bir şeyi ne kadar uzun süre tekrarlarsanız insanlar ona o kadar fazla inanırlar.

Yalan söyleyin mutlaka inanan çıkacaktır, olmazsa yalan söylemeye devam edin. Halk büyük yalanlara küçük yalanlara göre daha çabuk inanırlar.

Asla rakibinizin üstün bir yanı olduğunu kabul etmeyin. Sadece bir rakibinize odaklanın ve kötü giden her şeyin suçunu onun üzerine yıkın.

Yargı devlet hayatının efendisi değil, devlet politikasının hizmetkârı olmalıdır. Bana vicdansız bir medya verin size bilinçsiz bir halk yaratayım.

Önemli olan aydınlar değil kitlelerdir, çünkü onları kandırmak çok kolaydır. Her zaman etrafınızda bir yalaka ordusu bulundurun.

Ne acıdır ki yurdumuzda yaşananlar tamı tamına aynısıdır.

Yeryüzünde öyle siyasetçiler vardır ki onlar için demokrasi amaç değil araçtır. Demokrasi içerisinde yapılan seçimler birer oyundur.

Demokrasi gereği yapılan seçimlerde Rusya’da Viladimir Putin’e, Suriye’de Beşar Esad’a, Azerbaycan’da Haydar Aliyev’e, Kuzey Kore’de Kim Jongu’a, Ülkemizde de RTE’ye seçim kaybettiremezsiniz…

Sorun muhalefet partilerinin başarı ya da başarısızlığında değildir.

Zira sözünü ettiğim liderlerin hiçbiri demokrat değillerdir, kurdukları seçim harami düzeninde pisliğin her türünü uyguluyorlar. Yalan, karalayıcı dil, hukuk dışılık egemendir. Bilgisayar teknolojisini de kullanarak seçimleri mutlak kendilerinin kazanmalarını sağlıyorlar. Muhalefeti baskı altına alarak taşlatıyor, mühürsüz oy ve zarfları geçerli saydırıyor, üniversite bitirmedikleri halde aday olabiliyorlar.

Parlamenter sistem gasp edilerek tek adamın hüküm sürdüğü ucube rejimlerde kurumlar işlevsizleşir. Tek adamda denetlenir olmaktan çıktığında güven sarsılır yatırım gelmez, ekonomik çöküntü baş gösterir ve üretim terk edilir.

Tüm bu olumsuzluklardan en çok emekli, çalışan ve yoksul halk etkilenir…