Din

“Yoksa daha önce Musa’dan istendiği gibi, siz de Peygamberinizi sorguya çekip ondan olmayacak şeyler mi istiyorsunuz? Kim imanı inkârla değişirse, yolun doğrusunu kaybetmiş olur.” Bakara suresi 108. Ayet.

İnsanın yaradılış hamurudur inanmak. İşte bu süreçte dinler ortaya çıkmıştır. Tamamen kaynağı vahiye dayanarak. İnsanoğlunun mutluluğunu amaçlayan bir sistemdir ve İnsanın inanma ihtiyacını karşılar.

Aslında inandığın şeyi ne ile beslediğin önemlidir. Cehaletle beslediğin din ve inanç zinciri, beslendiği hamura ihanet etmeden oluşup şekil alır.

Günümüzde garip bir akım ve inanç düzeneği var oldu. Akıl tutulması bir inanç zinciri içerisinde alındı, din.

Biri çıkar günah çıkarır, bir diğeri çıkar yaşamsal hakkını elinden alır, ötekisi seni günahkâr ilan eder, berikisi okuduğu ayet ne için nasıl bir olay da ve dönemin yaşam şartlarını araştırmadan kendince fetva verir vs…

Kısaca insanlara en güzel inandıkları değerlerle oynayarak zarar verirsin. Dinlerin gelişleri, ezilmiş bir halkın haklarını koruyup, hakkını savunmak. Yani ahlaklı olmak. Her dönemin getirisi farklı da olsa ahlak, insanın güzelliğidir. Bu güzelliği de dinle sağlamaya çabalamış insan. Yine suistimal eden de insanlar olmuş, çıkarları doğrultusunda kullanmışlar. Güzel insanların iyi niyetli inandığı değerleri kullanarak. Kendi ırkına zarar vermiştir. Yani inandıkları şeyleri, yaratandan daha iyi bilip kendilerine düzen oluşturmuşlar. Yasaklar koyarak kendilerine gelecek zararları önlemişler. İnanılan değerlerin gelişip, ilerlemesine engel olarak.

Vahiyi gönderen yaratıcıdan daha iyi düşündüklerini iddia ederek kendi dillerinden dünyaya yayma çabasına girmişler. Kutsamışlar bu dili. Oysa yaratan çeşitli diler de kitap göndermiş. Üstelik o toplumun anlayacağı bir dille. (İnsan kendisi ile çelişmeyi seviyor sanırım.) Ya da beyninin durup dururken çok zeki olduğunu falan sanıyor. Oysa insanın en büyük kazanımı okumak, öğrenmek ve gelişmektir. Kopyala yapıştır bir hayat için bu dünyaya gelmiyoruz.

Din adı altında cahilleştirilip körleşiyorsak, bu bizim yaşamsal olarak kendimize olan saygınlığımızı yitirip, ahlak yokluğu gibi bir sürece girmemize yol açar. Okumazsak, öğrenemeyiz, gelişemeyiz, zengin bir donanımımız olmaz. Biz olamayız sadece başkalarının bize sunduğu hayatların bir parçası olup dipte çabalar dururuz.  Nefes aldığınız o topluluk da sizi, gün geçtikçe tüketip yok eder.

Var olamasan, yoksundur… Din insanın zaafların için çıkmış bir ideoloji değildir. Öyle olursa afyondan bir farkı olmaz. Neye, ne için inandığını bilmediğin şeyde din olamaz.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Sevinç Erol - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Ordu Hayat Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Ordu Hayat hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Ordu Hayat editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Ordu Hayat değil haberi geçen ajanstır.